Festivalde son iki yıldır sürpriz işler barındıran Aile Bağları, seçkisine bu yıl özellikle dikkat etmeye çalıştım. Seçkideki filmlerden Gett: The Trial of Vivan Amsalem (İsrail Usulü Boşanma) gerek çıktığı coğrafyadan dolayı, gerekse türe olan merakımdan dolayı seçtiğim bir filmdi. Ronit Elkabetz ve Shlomi Elkabetz çiftinin hem yazıp, hem de yönettiği filmin başrolünde de Ronit Elkabetz yer alıyor. Altın Küre Ödülleri'nin bu yılki Yabancı Dilde En İyi Film adaylarından olan İsrail yapımı Gett, tek mekana sığdırdığı toplum, devlet ve din eleştirilerini dengeli tempoyla aktarmasıyla takdiri hak ediyor. Eleştirisinin dozunu da adım adım arttırması da senaryosuna olumlu etki yapmış diyebilirim.
İki saate yakın süresi içerisinde 5 yıla yayılan bir boşanma davasını anlatan Gett, sona doğru yaklaşırken fazlasıyla bunaltıcı bir hale bürünüyor. Filmin özelinde bu durum bir sıkıntı yaratmıyor, aksine böyle bir atmosfere ihtiyacı var. Erkeğin onaylaması gereken bir boşanma sürecinin 5 yıla uzanması ve nihayetinde nispeten sonuca ulaşması; bütün bu sürecin uzun bunaltıcı havası ve bıkkınlığı izlerken çok rahat hissedilebiliyor. Gerçekçi bir bakışla anlatılması gereken bu filmin bu ayarı gayet yerinde. Filmin süresi de bu bakımından tutarlı ve biraz da manidar. Hatta 140 dakikaya uzaması bile makul olabilirmiş. Fakat bunu senaryonun ritmini bozmamak için tercih etmemiş olabilirler ki, bu tavır da filmin değerini önemseyen sinemacılar olduklarını gösteriyor. İzole bir yaşam süren toplumların hayatlarını anlayabilmek ve bu konuda bir fikre sahip olabilmek için bağımsız filmlerin yeri çok önemli. Bu anlamda Gett, İsrail'in saplantılı, baskıcı ve ilerlemeyen bürokrasisinin anlamsızlığını ve sonuçsuzluğunu bütün gücüyle dış dünyaya haykırıyor.
İki saate yakın süresi içerisinde 5 yıla yayılan bir boşanma davasını anlatan Gett, sona doğru yaklaşırken fazlasıyla bunaltıcı bir hale bürünüyor. Filmin özelinde bu durum bir sıkıntı yaratmıyor, aksine böyle bir atmosfere ihtiyacı var. Erkeğin onaylaması gereken bir boşanma sürecinin 5 yıla uzanması ve nihayetinde nispeten sonuca ulaşması; bütün bu sürecin uzun bunaltıcı havası ve bıkkınlığı izlerken çok rahat hissedilebiliyor. Gerçekçi bir bakışla anlatılması gereken bu filmin bu ayarı gayet yerinde. Filmin süresi de bu bakımından tutarlı ve biraz da manidar. Hatta 140 dakikaya uzaması bile makul olabilirmiş. Fakat bunu senaryonun ritmini bozmamak için tercih etmemiş olabilirler ki, bu tavır da filmin değerini önemseyen sinemacılar olduklarını gösteriyor. İzole bir yaşam süren toplumların hayatlarını anlayabilmek ve bu konuda bir fikre sahip olabilmek için bağımsız filmlerin yeri çok önemli. Bu anlamda Gett, İsrail'in saplantılı, baskıcı ve ilerlemeyen bürokrasisinin anlamsızlığını ve sonuçsuzluğunu bütün gücüyle dış dünyaya haykırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder