21 Temmuz 2012

Who is Morrissey?


Hiç şüphesi yılın en iyi konseriydi! Hatta benim için Top 3'te ki yeri sarsılmaz durumda! Morrissey ile harikulade ötesi, muazzam bir gece geçirdik. Sahnede en büyük müzisyenlerden Moz...

Aslında yıllardır beraber Morrissey'in yolunu gözlediğim bir arkadaşım da olacaktı yanımda. Gelemeyeceğini söyledi. Biraz serzenişim var ona ama hiç de önemli değil, o çok daha değerli benim için. O gelemeyeceğini söylediğinde ben kendime bilet almak için davrandım ama meğerse biletler bitiyormuş; en ucuz biletin 235 lira olduğunu görünce refleks olarak geri fırladım. Önce çarşamba günü kısıtlı son kategori bileti çıktı ama yetişemedim tabi, hemen tükenmiş yine. Perşembe günü ise elime geçen her fırsatı değerlendirip bir bilet kapma peşindeydim. Sonra öğrendim ki merdiven biletleri satışa çıkmış. Kurtuluşum oldu resmen! Biraz stresliydi ama çok güzeldi.
Bu fahiş bilet fiyatlarının sebebini bir türlü anlamıyorum. İksv bireysel bağışçılarla ve sponsorlarla organizasyonlarını düzenliyor. Bu festivallerin daimi katılımcıları da bu bireysel bağışçılar genellikle. Yurt dışındaki caz festivallerinde 2-3 konsere gidilebilen fiyata İstanbul Caz Festivali'nde bir konser anca izlenebiliyor. Bu fahiş fiyatlar festivali belli bir zümrenin tek eli olmasına sebep oluyor bazen. "Caz mı? Ben caz sever miyim? Severim, severim. Bu akşam ki konserde bilet alayım, her kimse artık!" kafasında olan yüzlerce insan var ve festivali onlar için yapılıyor sanıyorlar. Bu konserde iyice ayyuka çıktı bu durum, çok rahatsız edici. Çoğu konserin keyfini kaçıran anlar olabiliyor. Bir türlü bitmeyen yer bulma hengamesi 40 dakika sürdü mesela. "Evladım ayaktasın biz bi'şey göremiyoruz, bari kollarını kaldırma" diye azar yedim. Bunu diyen, sahnedeki dekolteli gömleği giyen adamı sadece oturduğu yerden alkışlamaya gelmiş!
Saat 21:00 olmadan içeri girdim, merdivende olacağım sonuçta iyi bir yerde olmam gerek. Morrissey'in caz festivalinde olması pek sorun değil ama oturarak Morrissey izlemek, işte bu benim canımı sıkıyordu. "Ayağa fırlarım ben, nasıl oturabilirim ki?" diye düşünüyordum konser başlamadan. Tam 21:00'de Kristeen Young sahneye çıktı. Müziği hoşuma gitti ama performansı yavandı. Yarım saat çaldıktan sonra, aslında Morrissey için bir davetiye olan, büyük bir alkış koptu. Sahne Morrissey için hazırlanırken perdede dönen videolar eşliğinde müzik dinlemeye başladık. Bu vesileyle Sparks da görmüş olduk. 
Morrissey sahneye çıktı, orada olan herkesin heyecanı sesinden belli oluyordu. 

My ass is back to İstanbul!

Açılışı The Smiths ile yaptı. "How Soon is Now?" sonra, "Everyday is Like Sunday" sonra, "You're the One for Me, Fatty" sonra, "You Have Kill Me" çaldı, ben de o sırada çoktan sahne önüne yaklaşmıştım. Moz sahnede o kadar görkemliydi ki performans dersi verir gibi. En öndekilerle sürekli kucaklaştı, sahneye tırmananlara sarıldı, yerde yuvarlandı, hatta sahneye çıkarılan küçük bir kızı kucağına alıp beraber şarkı bile söyledi. Bunu içten ve samimiyetle yaptığı çok belliydi. Sahnedeydi ama yanımızda gibiydi. Ama en güzel an, mikrofonu seyirciye vermesi oldu. Setlist'i çok güzelidi. "Black Cloud", "When Last I Spoke to Carol", "Speedway" ve tabi ki herkesi olduğu yere mıhlayan "Meet is Murder". Bu şarkıyı "Meet Your Meal" videosuyla beraber söyledi. Özellikle bu yaptığı çok cüretkardı.

Başından sonuna unutulmaz bir akşamdı. Etkisinden uzunca bir süre çıkmayı istemediğim türden. 

"Meet is Shit!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder