Bu aralar en çok bir yazıya başlarken kasılıyorum. Belki de yazacak sabit bir konum olmadığı için kasılıyorum. Bazen hafif bir titreme alıyor beni, irkiliyorum. Tuhaf hissettiriyor bu durum. Ama yazmayı da özledim. En azından iki satır karalarım.
Başımın üstünde tekrar latin rüzgarı esmeye başladı. İlk dersimizi geçen hafta aldık. Kendimi dansçı gibi hissetmeye başladım artık. Tabi aynalı odada olsaydık ve kendimi izleseydim hiç böyle düşünmeyecektim. Görüntünün hiç de estetik olmadığından eminim. Yine de çok keyifli geçiyor. Eğitmenlerimiz değişti. Geçen kurdan pek fazla kişi yok, yani herkes temelde yeni tanışıyor. O yüzden devam ettikçe daha da eğleneceğiz. Şen şakrak, güle güle dans ediyoruz. Geçen kurdan bu yana iki aydan fazla zaman oldu. Bende, tescilli bir tembel olarak, hiç pratik yapmadım tabi. Pratik yapmayınca ne olur? Adımları unutursun. Bende çoktan unuttuğumu düşünüyordum, ta ki müziği duyana kadar. Tabi biraz komplike figürler olunca unuttuğum belli oluyor. Çünkü tam orta yerinde duruyorum ya da çok ters bir adım atıyorum. Ama buna rağmen hala pratik yapmıyorum. İlerde bir gün yaparım belki. İki saatin sonunda ne kadar yorulduğumu unutmuştum, onu iyi hatırladım.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımdan teklif geldi. Evet, ciddi ciddi teklif geldi. Okullarında bir sinema dergisi hazırlamak istiyorlarmış ama yazar eksikleri varmış. Bana söylediğinde önce şaşırdım ama çok memnun oldum. Sinema hakkında ki fikirlerimi hep kişisel düşünürdüm ben. Haftasonu ekibin kalanıyla tanıştık ve konuları paylaştık. İşin içine dahil olduğum için çok memnun oldum. Yazıyı da bir iki haftaya hazırlamayı istiyorum.
İstanbul'umun güzel film festivalini programı da açıklandı. Filmleri zar zor seçebildim ve elediğime üzüldüm yığınla film var hala. Saat ve mekan sorunları yüzünden.
8 filmlik bir liste yaptım ve onları iki haftaya yayan programımı da hazırladım. Hepsini de sabırsızlıkla bekliyorum. Geçen yılın acısını da çok az da çıkarırım belki. Enstantane gelişen her boşluğumda bir filme daha bilet alacağım.
Başımın üstünde tekrar latin rüzgarı esmeye başladı. İlk dersimizi geçen hafta aldık. Kendimi dansçı gibi hissetmeye başladım artık. Tabi aynalı odada olsaydık ve kendimi izleseydim hiç böyle düşünmeyecektim. Görüntünün hiç de estetik olmadığından eminim. Yine de çok keyifli geçiyor. Eğitmenlerimiz değişti. Geçen kurdan pek fazla kişi yok, yani herkes temelde yeni tanışıyor. O yüzden devam ettikçe daha da eğleneceğiz. Şen şakrak, güle güle dans ediyoruz. Geçen kurdan bu yana iki aydan fazla zaman oldu. Bende, tescilli bir tembel olarak, hiç pratik yapmadım tabi. Pratik yapmayınca ne olur? Adımları unutursun. Bende çoktan unuttuğumu düşünüyordum, ta ki müziği duyana kadar. Tabi biraz komplike figürler olunca unuttuğum belli oluyor. Çünkü tam orta yerinde duruyorum ya da çok ters bir adım atıyorum. Ama buna rağmen hala pratik yapmıyorum. İlerde bir gün yaparım belki. İki saatin sonunda ne kadar yorulduğumu unutmuştum, onu iyi hatırladım.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımdan teklif geldi. Evet, ciddi ciddi teklif geldi. Okullarında bir sinema dergisi hazırlamak istiyorlarmış ama yazar eksikleri varmış. Bana söylediğinde önce şaşırdım ama çok memnun oldum. Sinema hakkında ki fikirlerimi hep kişisel düşünürdüm ben. Haftasonu ekibin kalanıyla tanıştık ve konuları paylaştık. İşin içine dahil olduğum için çok memnun oldum. Yazıyı da bir iki haftaya hazırlamayı istiyorum.
İstanbul'umun güzel film festivalini programı da açıklandı. Filmleri zar zor seçebildim ve elediğime üzüldüm yığınla film var hala. Saat ve mekan sorunları yüzünden.
8 filmlik bir liste yaptım ve onları iki haftaya yayan programımı da hazırladım. Hepsini de sabırsızlıkla bekliyorum. Geçen yılın acısını da çok az da çıkarırım belki. Enstantane gelişen her boşluğumda bir filme daha bilet alacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder