17 Eylül 2011

Eylül monotonluğu


Eylül bana hiç yaramıyor. Bugün ayın 17si ve ben belki de 17 gün boyunca dişe dokunur hiçbir faaliyette bulunduğumu söyleyemem. Hatta hayatımın sanallaşmasından endişe edecek düzeye geldim. Bu bir biraz korkutucu olabilir ama o kadar ileri düzeyde değil. Bol bol film izleyerek vakit geçirdim. Özellikle 127 Hours'u merak ediyordum ki çok yavan buldum. Oscar almamasına da sevindim. Güzel bir hikayenin arkasına saklanmış oldukça sıradan filmlerden bir tanesi. Tabi artık bir yere gidersem herkese haber vereceğim, o ayrı. Zaz'ın biletleri de bir saat içinde bitti. Acaba bir şekilde ek bilet satmanın yolunu bulabilirler mi diye merak içinde bekliyorum, örneğin; merdiven bileti. Bir de sahaf festivali vardı, ondan bahsetmem gerekir.

Beni birkaç ay idare edecek kitap stoğu yaptım. Çok farklı meraklar ve uğraşlar için bir çok materyal bulmak çok kolay. Çizgi romanlardan eski yazmalara, hat eserlerden pikap ve plaklara kadar bir çok harika eşya... Uğramayan bir şeyler kaybetmiştir, kesinlikle. Fahiş fiyat pek fazla da yoktu. Bunun dışınca oldukça monoton bir eylül oldu şimdiye kadar. Eminim Ekim daha güzel olacak.
Özellikle Filmekimi haftası... 

Filmekimi'ne Cronenberg başta olmak üzere yine başarılı yönetmenlerin ve oyuncuların filmleri olacak. Cronenberg demişken, "A Dangerous Method" bende çok fazla merak uyandırıyor. Cronenberg'in zekasını ve işleyişini çok severim. Baş role Keira Knightley'i koyunca biraz daha fazla severim. Araya kaynayan bir Vincent Cassel olsa bile! Ayrıca İranlı yönetmen Cafer Panahi'nin filmi "In Film Nist/Bu Bir Film Değil" de çok merak uyandırıcı. Filmekimi 2011 resmi sitesinden filmin açıklaması; "Cafer Panahi'nin son filmi Bu Bir Film Değil, Cannes'daki prömiyerinde gösterilmek üzere bir kekin içine saklı bir USB bellekte İran'dan Fransa'ya kaçırıldı. Ayna, Daire ve Ofsayt gibi başyapıtların yönetmeni Panahi'nin film yapması, "ulusal güvenliğe karşı işlenen suçlara" istinaden 20 yıl boyunca yasaklandı. Bu yüzden yönetmen arkadaşı Mojtaba Mirtahmasb, Panahi'nin evinde geçirdiği bir günü filme aktardı. Panahi, bir şeyler içip atıştırırken üzerinde çalıştığı bir senaryoyu sahne sahne anlattı ve can alıcı şu soruyu sordu: "Madem anlatılabiliyor, film yapmaya ne gerek var?" Kısacası, ne kadar üzücü, saçma ve inanılmaz olsa da, bu bir film değil, yönetmeni de Cafer Panahi değil. 5 Eylül'de İranlı yetkililer tarafından Mirtahmasb'ın pasaportuna ve bilgisayarlarına el kondu ve böylece yönetmenin yurtdışına çıkışı kısıtlandı."

Filmekimi'nden birkaç gün önce ise İstanbul Tiyatro Festivali Kevin Spacey'in III Richard'ını ağırlıyor. 5 temsil verilecek. Ekim'in ilk yarısına yayılan bu güzelim etkinlikler şehirde yaşamanın tadını ortaya koyuyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder