Münih büyükçe bir Alman kasabası. Gerçekten. Şehri, Almanya'daki diğer büyük şehirlerden ayıran en önemli özelliği kasaba havası içinde olması. Gördüğüm kadarıyla iki çeşit Alman şehri var. Birincisi, en yaygın olanı, küçücük bir şehir merkezi etrafına düzensizce yerleştirilmiş binalardan oluşan ve genellikle civarda vakit geçirmek için herhangi bir dükkan ya da restoran bulunamayan şehirler. Örnek olarak, Stuttgart ve Mainz verilebilir. İkincisi ise, şehir merkezi büyük kurulmuş ve ulaşım ulanaklarıyla güzelleşen canlı şehirler. Örnek; Münih, Frankfurt, Berlin. İkinci kategorideki şehirler ülkenin de en önemli ve güzel yerlerini oluşturuyor ayrıca.
Münih'e ikinci defa, yine Oktoberfest vesilesiyle gittim. Geçtiğimiz yıl tecrübesizliğimiz bilgisizliğimizle birleşince, cumartesi günü Oktoberfest hayali kurarken kendimizi yağmur altında bulmuştuk. Bu defa imkanları iyi değerlendirince güneşli bir perşembe öğleden sonrası Oktoberfest alanına ulaştık. Oktoberfest'te rahatınız hiç bozulmasın istiyorsanız rezervasyonlu masanız olacak, bu kesin. Ama rezervasyonunuz yoksa da çözümsüz değil. Mesela, özellikle hafta içi insanlar çalıştıkları için rezervasyonlar saat 3'ten itibaren yapılıyor. Biraz erken gidildiğinde Ein Prosit! nağmeleriyle özel Oktoberfest Birası'nın tadını çıkarmak mümkün. Tıpkı bizim yaptığımız gibi. Litrelik birayı 10€'ya içiyorsunuz ve normalde tattıklarınızdan çok daha farklı, sert ve yoğun. Güne erken başlayınca sarhoş olup ayılıp, yeniden şarhoş olmak mümkün olduğunda farklı çadırları denemek de gayet eğlenceli oluyor. İnsanların birbirlerine meydan okumalarını izleyip gaza gelmek bir numaralı faaliyet. Genel olarak garsonlardan nezaket ve güler yüz beklemek yerine, aynı ya da yan masalardaki diğer insanlarla muhabbet kurmak daha değerli. Belli bir çevrede takılacaksanız aynı insanlarla karşılaşabiliyorsunuz ve nezaketinizin karşılığını alıyorsunuz. İki numaralı faaliyet ise, hafif ayılmışken dönmedolaba binip bütün festival alanını ve Münih'i yukardan izlemek. Manzarası görmeye değer. Yiyecek konusu ise en sevdiğim. Çadırlarda muhteşem tavuk göğüslerini yine 10€'ya yiyebilirsiniz. Servis inanılmaz hızlı. Ya da dışarı kurulan stantlardan Alman wurstlarından ve schnitzellerinden yemek tercih edilebilir. Eğer wurst yemek isterseniz benim favorim käsewurst, şiddetle tavsiye ederim. Soğan almayı da unutmayın.
Oktoberfest zamanı da olsa Münih'i biraz olsun gezmeden ayrılmak hata olur. Neues Rathous'u ziyaret edip belki biraz alışveriş yaptıktan sonra, Odeonplatz'a geçip oradan da Leopoldstrasse boyunca biraz ilenebiliriz. Market alışverişi tamamlandıktan sonra, yönünüzü batıya verip English Garten'a ulaşabilirsiniz. Eğer hava güzelse Münihlilerin yarısının orada olduğunu görebilirsiniz. Burada yapılacak en güzel şey, parkı çevreleyen çaylara yakın bir yeri mesken belleyip parkın tadını çıkarmak olur. Eğer erzak biterse, bisikletiyle gezip bir şeyler taşıyan insanlara dikkat edin. Üstüne biraz koyarak ne isterseniz olduğunuz yere getiriyorlar.
Münih'e ikinci defa, yine Oktoberfest vesilesiyle gittim. Geçtiğimiz yıl tecrübesizliğimiz bilgisizliğimizle birleşince, cumartesi günü Oktoberfest hayali kurarken kendimizi yağmur altında bulmuştuk. Bu defa imkanları iyi değerlendirince güneşli bir perşembe öğleden sonrası Oktoberfest alanına ulaştık. Oktoberfest'te rahatınız hiç bozulmasın istiyorsanız rezervasyonlu masanız olacak, bu kesin. Ama rezervasyonunuz yoksa da çözümsüz değil. Mesela, özellikle hafta içi insanlar çalıştıkları için rezervasyonlar saat 3'ten itibaren yapılıyor. Biraz erken gidildiğinde Ein Prosit! nağmeleriyle özel Oktoberfest Birası'nın tadını çıkarmak mümkün. Tıpkı bizim yaptığımız gibi. Litrelik birayı 10€'ya içiyorsunuz ve normalde tattıklarınızdan çok daha farklı, sert ve yoğun. Güne erken başlayınca sarhoş olup ayılıp, yeniden şarhoş olmak mümkün olduğunda farklı çadırları denemek de gayet eğlenceli oluyor. İnsanların birbirlerine meydan okumalarını izleyip gaza gelmek bir numaralı faaliyet. Genel olarak garsonlardan nezaket ve güler yüz beklemek yerine, aynı ya da yan masalardaki diğer insanlarla muhabbet kurmak daha değerli. Belli bir çevrede takılacaksanız aynı insanlarla karşılaşabiliyorsunuz ve nezaketinizin karşılığını alıyorsunuz. İki numaralı faaliyet ise, hafif ayılmışken dönmedolaba binip bütün festival alanını ve Münih'i yukardan izlemek. Manzarası görmeye değer. Yiyecek konusu ise en sevdiğim. Çadırlarda muhteşem tavuk göğüslerini yine 10€'ya yiyebilirsiniz. Servis inanılmaz hızlı. Ya da dışarı kurulan stantlardan Alman wurstlarından ve schnitzellerinden yemek tercih edilebilir. Eğer wurst yemek isterseniz benim favorim käsewurst, şiddetle tavsiye ederim. Soğan almayı da unutmayın.
Oktoberfest zamanı da olsa Münih'i biraz olsun gezmeden ayrılmak hata olur. Neues Rathous'u ziyaret edip belki biraz alışveriş yaptıktan sonra, Odeonplatz'a geçip oradan da Leopoldstrasse boyunca biraz ilenebiliriz. Market alışverişi tamamlandıktan sonra, yönünüzü batıya verip English Garten'a ulaşabilirsiniz. Eğer hava güzelse Münihlilerin yarısının orada olduğunu görebilirsiniz. Burada yapılacak en güzel şey, parkı çevreleyen çaylara yakın bir yeri mesken belleyip parkın tadını çıkarmak olur. Eğer erzak biterse, bisikletiyle gezip bir şeyler taşıyan insanlara dikkat edin. Üstüne biraz koyarak ne isterseniz olduğunuz yere getiriyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder