25 Haziran 2015

İzmir

Ege'nin incisi, upuzun Kordon'uyla İzmir. Güzel dememe pek gerek yok sanırım, güzel olduğu kadar eğlenceli de. Ayrıca yormuyor.

İstanbul'dan yola çıkınca İzmir çok çekici gözüküyor. Zaten öyle. Büyük şehir ruhunu sadece meydanlarda değil sokaklarda da hissediyorsunuz. Ulaşımı oldukça rahat. Fiyatlar uygun. Güzel zaman geçirmek için pek çok alternatif var. Çeşme'si var, Urla'sı var, Foça'sı var. Göztepe'si ve Karşıyaka'sı var. İlk seferimde Göztepe'den çıkmadığım için kendimi Göztepeli sayabilirim herhalde. Mithatpaşa Caddesi kocaman bir mahalle. Alışveriş yapmak için, yemek yemek için upuzun ve çok renkli. Zaten bir ucu Konak'tan çıkıyor. Alsancak tarafında, La Puerta adında çok zengin bira çeşitleri olan Hispanik atmosferli bir bar var. fiyatları şahane. Favori mekanlarımdan bir tanesi. Kordon boyunca ve Alsancak sokaklarında birbirine denk barlar bulmak çok kolay ama La Puerta'nın fiyat+lezzet+atmosfer kombinasyonu mükemmel.

Sanıyorum ki İzmir'in gizli hazinelerinden biri İnciraltı. Orada yaşayan bir arkadaşımız sayesinde bir akşam İnciraltı sahilinie attık kendimizi. Şehrin biraz dışında kalmasından olsa gerek, sayfiye kasabası havası var. Oraya giderseniz Serkan ve Hamza'nın midyelerinden kiloyla, kovayla artık ne kadar taşınabiliyorsa alın. Benim için de alın, gömülerek yiyin. Brüksel'de, İtalya'da ve Almanya'da da midye yedim. O yüzden çok fanatik bir midye dolmacı değilim ama Serkan ve Hamza bu işin kitabını yazmış, cidden muhteşem.

Son olarak Tarihi Asansör'den günü batırmadan dönmek hata olur. Bir bira eşliğinde Karşıyaka'yı ve onun ötesini izlemek çok keyifli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder