Hayallerimin şehri Prag, daha güzeli nadir bulunur bir güzelliğe sahip. Ortaçağ havasını her köşesinde hissedebildiğiniz şehrin, bu havasına uygun halkı eşsiz bir tecrübe yaşatıyor. Yalnızca sokaklarda yürüyerek bile unutulmaz anlara sürükleniyorsunuz.
Elbette Kafka ve Kundera gibi isimler ortak bir noktada haksız çıkamazlar, bu oldukça zor bir olasılık. Her sokak başından ilham akan bu şahane şehrin en değerli ögelerinden biri şüphesiz Orloj, Prag Astronomik Saati. 600 yaşındaki bu mekanik harikası ayrıntıları, figürleri ve tarihiyle şehrin en değerli varlıklarından. Şahsen benim için de çok özel. Saatin bulunduğu Eski Şehir Meydanı, Prag'ın en eski meydanı. 1440'dan bu yana korunan bu meydan öğlenden itibaren gece geç saatlere kadar özellikle sokak sanatçılarının ablukası altında. Hava kararınca daha da hareketleniyor.
İki yakadan oluşan Prag'ı birbirine bağlayan en eski köprü Charles Köprüsü, yine şehrin sembollerinden biri. Çeşitli zanaatkarların işlerini sergileyip, satışa çıkardığı ve her daim kalabaıl olan bu köprü, şehrin tam ortasından geçtiği için iki yanında da leziz bir manzara bulunduruyor. Köprünün kenarlarında oyulmuş heykeller bu güzelliği kat ve kat artırıyor. Old Town'dan çıkıp köprüden geçmek üzereyken başınızı hafif sağa çevirince Kafka Müzesi'ni göreceksiniz. Kafka'nın Prag'da yaşadığı süre boyunca edindiği çevreyi çok farklı noktalardan inceleyen kaynaklara ulaşma imkanınız olur böylece. Köprüyü takip edince kalabalık sizi Prag Kalesi'ne çıkaracak. Yalnızsanız etrafınıza bir göz atın, illa ki rehber eşliğinde gezen bir gruba rastlarsınız. Rastlayınca kulak kabartın, çok ilginç bilgiler veren rehberler var. Kalenin rotasını takip edince arka taraftan Oyuncak Müzesi'nin sokağına doğru yollanıyorsunuz. Burada şehrin her noktasını gören bir nevi seyir noktası var, ve elbette her daim kalabalık. Sokağın devamı sizi Charles Köprüsü'nün yanındaki bir diğer köprüye ulaştıracak. Charles'ın diğer tarafında kalan John Lennon Duvarı da hava kararmadan görülmesi gereken kolektif bir üretimin sonucu olan ve halen eklemeler yapılan ender güzellikteki modern sanat eserlerinden bir tanesi. Duvarı ziyaret ettikten sora yine Charles Köprüsü'nden geçip, devamındaki Kaprova caddesinde yarı turistik, yarı yerel restoranlar bulabilirsiniz.
Her günü dolu dolu geçirmenin garantili olduğu bu mimari harikası şehir, tıpkı mükemmel bir kitapmışçasına sık sık ziyaret edilmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder