2013'ün son günlerine gelmişken şöyle bir geriye bakıp, yıl boyunca ne olmuş ne bitmiş diye bakmak lazım. Yine dolu bir yıl oldu. Şahane filmler izleyip, şahane albümler dinledik. Şahane olaylara tanık olduk, işgal ettik ve hakkımızı aradık. Onlara sonra değineceğim aslında, bu yazıda bu yıl dinlediğim albümlerin "en iyiler" sıralaması olacak.
Paslanmaz Kalem'de bütün yazarlar toplaşıp 76 albümlük kocaman ve yelpazesi çok geniş olan bir liste hazırladık. Onun özelinde, ben de kendi ilk 10 listemi hazırladım ve yorumladım. Ama burada 12 albüm var. Şöylecene aşağıda kendileri:
12 - Arctic Monkeys - AM : En çok beklenti uyandıran ekiplerden Arctic Monkeys’in ismi tam bir skandal olan albümü kendi standartlarına göre düşük. Ama yine de eşlik edilmesi zor şarkılarla dolu olan AM’ı dinleme keyfi yüksek. Özellikle albümden önce yayınlanan singlelar bu keyfi katladı. Do I Wanna Know, ne kadar bir 505 olmasa da çok beğenildi. Tabi bunda bu sene konser için memleket topraklarına gelmelerinin de payı var.
11 - Editors - Weight of Your Love : Benim sabırsızlıkla beklediğim yeni Editors albümü. Eski zamanları sahiden aratıyor. In This Light and on This Evening bile daha iyiydi diyeceğim neredeyse hahah. Yok artık o kadar değil tabi. Chris Urbanowicz’in yokluğu her ne kadar belli olsa da, albümde klasikleşmeye aday şarkılar var. "Sugar" en dikkat çeken şarkı olsa da "A Ton of Love"ın da çok sağlam gideri var.
10 - Dream Theater - st : Her daim yarattıkları şahane atmosferi bu albüme de taşımışlar. Bir fan olarak konuşacak olursam hep görmek istediğim Dream Theater albümü bu. Metropolis Pt. 2: Scenes From a Memory'den sonra en iyi albümleri. Metropolis'in yatarrığı tiyatral havadan bağımsız daha bireysel şarkılar var tabi. Epic kapanış şarkısı da cabası.
9 - Alter Bridge - Fortress : Hardrock’u dirilten ekibin dördüncü albümü Fortress kanlı canlı ve ortalığı dağıtan türden. Grup olarak her konuda o kadar uyumlular ki, şarkıların harmonisi harikalar diyarına kadar uzanıyor. Miles Kennedy'nin su gibi vokallerinin uslu dokunuşları ve ses hakimiyeti çok etkileyici gerçekten. Günümüzün en başarılı rock vokali olabilir. Alter Bridge'in müziğinde çok büyük etkisi var. Cayır cayır...
8 - Arcade Fire - Reflektor : Son yılların yükselen yıldızından, yükselişine yaraşır çiçek gibi albüm geldi. İlk dakikasından itibaren Normal Person, Porno derken su gibi akıyor. Bazı şarkıların özellikle hipnotize eden bir etkisi olduğuna inanıyorum. Bazen de Radiohead tınıları duyar gibi oluyorum. Beğenmemin en büyük sebeplerinden biri de bu olabilir tabi. Ama adamların yaptıkları işi küçümsememek gerek. Glastonbury 2014'ün headliner'ı olarak açıklandılar en son. Yükselişleri hızla devam edecektir.
7 - Nine Inch Nails - Hesitation Marks : Trent Reznor, Trent Reznor... Hep kafa karıştıran bir adam oldu. O nasılsa, NIN de öyle oldu. Zor ve üzücü. Albümden önce çıktıkları turnenin farklı ayaklarında yeni şarkılarını teker teker çaldılar. Bu parçalar anında youtube'da belirdiğinden adeta single yayınlamış gibi oldular. Yaz boyunca "yeni NIN şarkısı" haberleri bayatlamışken albüm arz-ı endam etmeye başladı. Evet, ufak dokunuşlar var ama büyük farklılıklar yok.
6 - Daft Punk - Random Access Memories : Yaz kapıdan bakarken bir gün bir albüm geldi ve birçok şey değişti. Tüm zamanların en iyi albümü dendi, müziği değiştiren albüm dendi. Bense en başta çok keyif aldığım ama her yerde Get Lucky duya duya tiksinme sınırına eriştiğim albüm olduğunu söylerim. Ama bu müziğinin kalitesini değiştirmez. Enfes albüm!
5 - Nick Cave & Bad Seeds - Push The Sky Away : Nick Cave’in şiirselliğinin tavan yaptığı albümün enstrümantel olarak yükselen tınısı Push The Sky Away’i zirveye doğru itiyor. Harika bir denge var gerçekten. Onun Ne şarhoş muhabbetine dönüyor, ne de çok özenli caz havası veriyor. Tam ikisinin arasında kendi ritminde, çakırkeyif.
4 - Volbeat - Outlaw Gentlemen & Shady Ladies : İlk albümlerinden beri hep dikkat çeken ve sağlam adımlar adan Volbeat, Beyond Hell/Above Heaven ile başladıkları düetlerine devam ediyorlar. Bu sefer King Diamond’lu harika bir düet var mesela. Bunun yanında rock’n roll’a kattıkları county havası gittikçe daha da mükemmel oluyor. En başarılı albümleri. Özetle; Michael Poulsen’in götünün gılıyık!
3 - Kings of Leon - Mechanical Bull : Indie camiasının en güzel şarkı yazan grubu nazarımda. Kalite var, enerji var, melankoli var, gaz var. İyi albüm yapmaktan hiç bıkmadılar. Bazı eleştiriler oluyor tabi, piyasaya dönük şarkılar yazıyorlar artık diye. Ama bence zaman geçtikçe daha ayağı yer basan şarkılar yazıyorlar ve bu albümde her şeyden tam kıvamında koymuşlar. Bangır bangır bir hit, ballad-vari klasik olmaya aday parçalar... Şarkılar özellikle dile dolanıyor.
2 - KoRn - The Paradigm Shift : Korn’ın yıllarca içinde biriktirdikleri meteor gibi kafamıza düştü. En popüler oldukları zamanları dahi solda sıfır bırakan muhteşem bir dönüş albümü bu. Hep aktif oldular zaten ama bu defa başka. Mesela Prey For Me altan alta “Birazdan çok fena şeyler duyacaksın. Son duanı et adamım!” mesajı veriyor. Sonrasında da dediğini yapıyor işte.
Paslanmaz Kalem'de bütün yazarlar toplaşıp 76 albümlük kocaman ve yelpazesi çok geniş olan bir liste hazırladık. Onun özelinde, ben de kendi ilk 10 listemi hazırladım ve yorumladım. Ama burada 12 albüm var. Şöylecene aşağıda kendileri:
12 - Arctic Monkeys - AM : En çok beklenti uyandıran ekiplerden Arctic Monkeys’in ismi tam bir skandal olan albümü kendi standartlarına göre düşük. Ama yine de eşlik edilmesi zor şarkılarla dolu olan AM’ı dinleme keyfi yüksek. Özellikle albümden önce yayınlanan singlelar bu keyfi katladı. Do I Wanna Know, ne kadar bir 505 olmasa da çok beğenildi. Tabi bunda bu sene konser için memleket topraklarına gelmelerinin de payı var.
11 - Editors - Weight of Your Love : Benim sabırsızlıkla beklediğim yeni Editors albümü. Eski zamanları sahiden aratıyor. In This Light and on This Evening bile daha iyiydi diyeceğim neredeyse hahah. Yok artık o kadar değil tabi. Chris Urbanowicz’in yokluğu her ne kadar belli olsa da, albümde klasikleşmeye aday şarkılar var. "Sugar" en dikkat çeken şarkı olsa da "A Ton of Love"ın da çok sağlam gideri var.
10 - Dream Theater - st : Her daim yarattıkları şahane atmosferi bu albüme de taşımışlar. Bir fan olarak konuşacak olursam hep görmek istediğim Dream Theater albümü bu. Metropolis Pt. 2: Scenes From a Memory'den sonra en iyi albümleri. Metropolis'in yatarrığı tiyatral havadan bağımsız daha bireysel şarkılar var tabi. Epic kapanış şarkısı da cabası.
9 - Alter Bridge - Fortress : Hardrock’u dirilten ekibin dördüncü albümü Fortress kanlı canlı ve ortalığı dağıtan türden. Grup olarak her konuda o kadar uyumlular ki, şarkıların harmonisi harikalar diyarına kadar uzanıyor. Miles Kennedy'nin su gibi vokallerinin uslu dokunuşları ve ses hakimiyeti çok etkileyici gerçekten. Günümüzün en başarılı rock vokali olabilir. Alter Bridge'in müziğinde çok büyük etkisi var. Cayır cayır...
8 - Arcade Fire - Reflektor : Son yılların yükselen yıldızından, yükselişine yaraşır çiçek gibi albüm geldi. İlk dakikasından itibaren Normal Person, Porno derken su gibi akıyor. Bazı şarkıların özellikle hipnotize eden bir etkisi olduğuna inanıyorum. Bazen de Radiohead tınıları duyar gibi oluyorum. Beğenmemin en büyük sebeplerinden biri de bu olabilir tabi. Ama adamların yaptıkları işi küçümsememek gerek. Glastonbury 2014'ün headliner'ı olarak açıklandılar en son. Yükselişleri hızla devam edecektir.
7 - Nine Inch Nails - Hesitation Marks : Trent Reznor, Trent Reznor... Hep kafa karıştıran bir adam oldu. O nasılsa, NIN de öyle oldu. Zor ve üzücü. Albümden önce çıktıkları turnenin farklı ayaklarında yeni şarkılarını teker teker çaldılar. Bu parçalar anında youtube'da belirdiğinden adeta single yayınlamış gibi oldular. Yaz boyunca "yeni NIN şarkısı" haberleri bayatlamışken albüm arz-ı endam etmeye başladı. Evet, ufak dokunuşlar var ama büyük farklılıklar yok.
6 - Daft Punk - Random Access Memories : Yaz kapıdan bakarken bir gün bir albüm geldi ve birçok şey değişti. Tüm zamanların en iyi albümü dendi, müziği değiştiren albüm dendi. Bense en başta çok keyif aldığım ama her yerde Get Lucky duya duya tiksinme sınırına eriştiğim albüm olduğunu söylerim. Ama bu müziğinin kalitesini değiştirmez. Enfes albüm!
5 - Nick Cave & Bad Seeds - Push The Sky Away : Nick Cave’in şiirselliğinin tavan yaptığı albümün enstrümantel olarak yükselen tınısı Push The Sky Away’i zirveye doğru itiyor. Harika bir denge var gerçekten. Onun Ne şarhoş muhabbetine dönüyor, ne de çok özenli caz havası veriyor. Tam ikisinin arasında kendi ritminde, çakırkeyif.
4 - Volbeat - Outlaw Gentlemen & Shady Ladies : İlk albümlerinden beri hep dikkat çeken ve sağlam adımlar adan Volbeat, Beyond Hell/Above Heaven ile başladıkları düetlerine devam ediyorlar. Bu sefer King Diamond’lu harika bir düet var mesela. Bunun yanında rock’n roll’a kattıkları county havası gittikçe daha da mükemmel oluyor. En başarılı albümleri. Özetle; Michael Poulsen’in götünün gılıyık!
3 - Kings of Leon - Mechanical Bull : Indie camiasının en güzel şarkı yazan grubu nazarımda. Kalite var, enerji var, melankoli var, gaz var. İyi albüm yapmaktan hiç bıkmadılar. Bazı eleştiriler oluyor tabi, piyasaya dönük şarkılar yazıyorlar artık diye. Ama bence zaman geçtikçe daha ayağı yer basan şarkılar yazıyorlar ve bu albümde her şeyden tam kıvamında koymuşlar. Bangır bangır bir hit, ballad-vari klasik olmaya aday parçalar... Şarkılar özellikle dile dolanıyor.
2 - KoRn - The Paradigm Shift : Korn’ın yıllarca içinde biriktirdikleri meteor gibi kafamıza düştü. En popüler oldukları zamanları dahi solda sıfır bırakan muhteşem bir dönüş albümü bu. Hep aktif oldular zaten ama bu defa başka. Mesela Prey For Me altan alta “Birazdan çok fena şeyler duyacaksın. Son duanı et adamım!” mesajı veriyor. Sonrasında da dediğini yapıyor işte.
1 - Carcass - Surgical Steel : Ağ-lat-tı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder