Müziğin yakıştığı şehirler adlı bir liste yapsam Strasbourg'u tereddütsüz ilk sıralara koyarım. Hafif karanlık atmosferi, kanalları, gotik ahenkli binalarıyla büyülü bir yer. Gezmesi de oldukça kolay. Strasbourg Garı'nda inince batıya doğru giden herhangi bir sokakla başlanabilir mesela. Nehri geçtikten sonra sokağın iki tarafına dizilmiş pastanelerin vitrinlerine baka baka, "acaba hangi éclair'den yesem" diye düşünürken kendinizi Place Kléber'de bulmanız pek olası. Eğer şanslıysanız ve Christmas zamanı ordaysanız Avrupa'nın en güzel ve en büyük Marché de Noël ya da Weihnachtsmarktlarından biriyle karşılaşacaksınız. Place Kléber'i boylu boyunca geçtikten sonra, Strasbourg'un dar ara sokaklarının rehberliğinde eşsiz Strasbourg Katedrali sizi selamlayacak. Floransa Doumo'sunda sonra gördüğüm en ihtişamlı katedrallerden bir tanesi Strasbourg Kathedrali. Kathedralin önündeki performans sanatçılarına ya da sokak müzisyenlerine zaman ayırın. Kathedrale girmeyi ise sakın ihmal etmeyin. İçeri girince, mihraba doğru yürüyün. Mihrabın sağında kalan kısım karanlıksa şahane bir sürpriz sizi bekliyor, eğer değilse gözlerinizi ayırmadan o tarafa doğru yürüyün. 18 metre boyundaki dünyanın en eski astronomik saatlerinden bir tanesi olan Three-Kings-Clock'un ihtişamına ve güzelliğine doya doya bakın. 14. yy'da inşa edilen bu saat o kadar büyüleyici ki, gözlerimi alamadım. Ta ki, kararana kadar.
Rue de l'elpine boyunca birçok güzel restoran ve kafe bulmak mümkün. Buna kebapçılar da dahil. Şehrin turistik merkezine yakın olan bu cadde fiyat bakımında fena değil. Çok yüksek fiyatlarla kolay kolay karşılaşmıyorsunuz. Rekabet sağolsun! Strasbourg'un esnafı pek güzel yüzlü olduğundan ve şehir Almanya ile Fransa arasında tampon bölge olduğundan, insalarla üç farklı dilde anlaşmak mümkün. Konu İngilizce olduğunda biraz zorlansalar da yardımcı olmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Sıklıkla dillendirildiği gibi Fransızların başka dil konuşmadığı olayı, burada geçerli değil. Gerçi benim tecrübelerime göre başka yerlerde de geçerli değil ama neyse.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder