23 Kasım 2013

[Luciana Souza] Sound & Voice

İstanbul’da canlı müzik dinleyecek mekanlar her geçen gün daha da azalıyor. Mega şehirde özellikle orta veya büyük kapasiteli kapalı mekan hemen hemen hiç yok. Bu durum bazen izlemeyi arzuladığımız müzisyenlerin ve şovların şehre gelmesini zorlaştırıyor. Bu noktada kurtarıcımız Zorlu Center PSM olacak gibi duruyor. Açılalı henüz birkaç ay olmasına rağmen şimdiden dopdolu ve heyecan verici bir programı var.

Luciana Souza konseriyle ilk tecrübemi edindim Zorlu Center PSM’de. Konser, merkezin ortanca salonu olan Drama Sahnesindeydi. Ortanca diyorum ama kapasitesi 700’ü aşıyor. Balkondan izleme keyfi de yanında cabası.

Salona henüz girmeden geniş fuaye sizi birazdan gireceğiniz şovun havasına sokuyor. Bir kere salonun koltuk düzeni çok şık. Her yerden rahatlıkla sahneyi görebiliyorsunuz, önünüzdeki insanın boyu sizi pek alakadar etmiyor. Sahnede çok güçlü bir ışık ve ses düzeneği var. Özellikle ses kulağa o kadar temiz geliyor ki, dikkatiniz bir an dahi dağılamıyor. Ama bütün bunların dışında en önemli olan kısım, salonun akustiği. Gerçekten hayran kaldım.

Ben Luciana Souza’yı, tercihen kuyruklu piyanosuyla bekliyordum. Fakat salona girince ilk gördüğüm bir trampet ve biri klasik, diğeri elektronik iki gitardı. Bir an şaşırdım, hatta yadırgadım. Sahneye geldiler, küçük bir selamlaşmadan sonra çalmaya başladılar. Gitarı elinde tutan, Romero Lubambo, ilk dakikadan yanılttı beni. Çok başarılıydı gerçekten, bu kadarını hiç beklemiyordum. Souza ile Lubambo yirmi yıldır beraber çalıyorlarmış ve şahane bir ikili olmuşlar. Sahnede birbirlerini çok iyi taşıyorlar. Sahnede Lubambo akustik gitariyla çektiği sololarıyla ön plana çıktı. Soloları gerçekten çok yaratıcı ve ilham verici. Souza'nın ağzıyla yaptığı müzik ile gitar soloları birbirne çok uyumlu. İkilinin performansı genel olarak oldukça başarılıydı.

Konser sonrası kendileriyle kısa bir sohbet etme şansı da buldum. Dünya tatlısı insanlar ve çok da mütevaziler. Lubambo’ya bütün düşüncelerimi söyledim. Şaşırdı. Sahiden şaşırdı. Sohbet ederken de çok içten ve samimiydiler.

Salı akşamı olması yüzünden salonda boşluklar vardı ama nispeten doluydu. Sahnede olan bitene tepki veren bir kitle vardı salonda. Bundan en çok müzisyenler etkilendi ve memnun oldu tabi. Hikayeler ve şakalarla doldurdular şarkı aralarını. Onlar kesinlikle tekrar geleceklerini söylerken, biz de onları biss’e çağırarak bitirdik geceyi. Beklediğimden de keyifli bir akşamdı. İki grammy adaylığı olan şahane bir müzisyenle tanışmak da yanıma kâr kaldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder