23 Eylül 2012

Bir Ekim Otuz Dokuz Film



Filmekimi'nin ayrı bir güzelliği var, farklı. Farklı hissettiriyor. Havasından muhtemelen. Ekim'in rüzgarını arkasına alıp önce İstanbul'a sonra yedi farklı şehire uzanıyor. Ayrıca sinefiller için "sonbahar geldi!" haberi veriyor.

Program açıklandığı gün oturdum ve kendi takvimimi hazırlamaya başladım. Bitirdiğimde ufak bir katkıya, belki de sponsora ihtiyacım olduğunu fark ettim. Haftaiçi zaman uyduramayınca böyle oluyor tabi. Ama haftasonları da o kadar rahat olamadığından içim acıyarak eleme işlemine koyuldum. Sonunda zar zor 10 filme indirdim. Aksi gibi festivalin olduğu haftasonları da habire yeni mevzular patlak verdi ama bir şekilde ayarladım sonunda.

Zamansızlık, insanı çok çaresiz bırakıyor.
*Ne kadar istesemde Michel Gondry'in Biz ve Ben'i için bir türlü uygun seans bulamadım. Aynısı Cenneteki Çöplük ve Pölsler'in Duvar'ı için de geçerli.

*Biletlerinin kıtlıktan çıkmışçasına tükeldiği Aşk'ı da City's de izlemek zorundayım. Buna da şükür tabi...

*Bunların yanında Marley ile Ai Weiwei de kaynadılar. Belgesele karşı pek yüksek olmayan ilgimden kaynaklanıyor aslında bu. Önceliğim değillerdi ama izlemeyi de isterdim doğrusu.

*Ek gösterimi açıklanan No'da şansımı denemek istiyorum. Ama ek gösterime de kesin gidebilirim diyemiyorum şimdilik. Umarım ben diyene kadar bitirmezler...

İzleyeceklerim arasından da daha merakla beklediklerim var. Aşk'ı transit geçersem, Kiarostami'nin Sevmek Gibi'si, Mungiu'dan Tepelerin Ardında ve Kim Ki-duk'un Acı'sı listemin en üst sıralarında.

Sinemanın, yeni bir filmin izleyecek olmanın heyecanıyla donanmış olarak gireceğim salonlara ve bir defa City's de olmak kaydıyla, Atlas ile Beyoğlu arasında mekik dokuyacağım.
Tavsiye ederim, çok güzel oluyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder