27 Ocak 2012

Benim Atımın İki Bacağı Var

Dün gece beynimden vurulmuşa döndüm. Uzun zamandır aradığım filmi bir arkadaşım yardımıyla bulabildim ve sabaha karşı izledim. İyi mi yaptım yoksa kötü yaptım bilemiyorum. Filmi bitirdikten sonra uyuduğumda, rüyamda film hala devam ediyordu. Muhtemelen bugünümün mutsuz geçmesine sebep olacak.

Adı, Tow Legged Horse. Filmi izlemeden öncede biliyordum konusunu, anlatımını ama şuanda zihnime kazınmış öyle görüntüler var ki... Umutsuzluğun, acının doğrudan resmi ve tam bir sanat eseri. Mutlaka izlenmeli, izlenmeli de filmin karşısında sağlam durulmalı. Filmin yönetmeni İranlı Makhmalbaf 2008'de yapmış filmi. Senaryosu da babasından.

Eğer "Varoş Milyoneri"nden etkilenen varsa bu filmden uzan durmalı, zira bunalıma sokabilir. Çünkü insanı umutlandıran, biraz olsun iyi hissettiren bir sahnesi bile yok. Aksine her sahnesiyle tokat etkisi yaratıyor. Filmin İran'dan çıkmış olması, bana göre, daha da etkileyici kılıyor. Acıyı ve zulmü hemen her gün yaşayan insanlardan daha iyi kim anlatabilir ki?

Özeleştiriye hiç fırsat vermiyor. Birer iki bacaklı atız aslında, sırtımızdan geçinen ve bize büyük zulümler yapan insanlar var, ya da atın sırtındaki "sahip" biziz ve kırbacımızı düşünmeden şaklatıyoruz. Düşünüyorum ama, ne yazacağımı kestiremiyorum.

Savaşta annesini ve iki bacağını kaybetmiş bir çocuk; babası kız kardeşini tedaviye götürdüğü için, zaten içinde yaşadığı yalnızlığı ve mutsuzluğu bir de terk edilmişlik yaşayarak aşılması çok ama çok zor bir duruma düşüyor. "At"ına da en çok bu yüzden zulmediyor. Kendi çektiği acıları, çevresinin onu aşağılamasının yaşattığı acıyı ondan çıkarmaya çalışıyor. Sahip, ona at gibi davranıyor, at gibi besliyor; o kadar ki kendisi bile buna inanıyor ve ilk zamanların aksine artık hiç ses çıkarmıyor. Ama beni baştan aşağı uyuşturan ve en çaresiz hissettiğim anda, bütün o çiviler benim ayağıma çakıldı sanki!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder