22 Ağustos 2011

Yemin ediyorum; seni sevmiyorum...


Ağustos bitiyor ve Eylül ile birlikte kış sezonu dizileri yavaş yavaş başlayacak. Beklenilen birçok gerçekleşmemiş olay var. House'un büyük finalinden, Olivia'nın maceralarına kadar birçok olayı merak ediyoruz. Ama ben en çok Frank Gallagher'ı tekrar görmek istiyorum.


Shameless'ın ilk sezonundan sonra aylardır ikinci sezonu bekliyorum. Sanıyorum 2012 Ocak'ta gelecek. İlk sezonunda ki şahane hikayeden sonra neler neler olabilir diye düşünüyorum ve benim bile daha öte vakalar aklıma gelmiyor.

"Tamamen utanmaz bir aile"

Şikago'nun en ücra banliyölerinden birinde yaşayan bir aileyi anlatıyor dizi. Bebek Liam'ı saymazsak ailenin kalan altı üyesi ve bunların dostları, komşuları, arkadaşları, belki de karşılaştıkları herkes utanmaz. Yolda gördükleri bir bebeği kaçırabiliyorlar, hırsızlık göbek adları ve birbirleriyle olan ilişkileri hem çok dramatik hem de çok keyifli.

Lip'in "fuckbody"sine aşık olduğunu söyledikten sonra kızın arkasından; "Yemin ediyorum; seni sevmiyorum. Anlamsız bir cümleydi sadece." haykırışı istemsiz bir tebessüm oluşturur ama aslında hüzünlü bir sahnedir.

İlk bölümden itibaren sistemle çok iyi dalga geçiyorlar ve sistemi aldatıyorlar. Hem muhalif, hem eğlenceli... Gallagherlara bulaştığım için çok mutluyum. Özellikle Frank'in sahip olduğu konuşma becerisine kesinlikle hayranım. Bol alkol, kanunsuzluk, sevişme ve kavga ile harika diyaloglarla dolu şahane bir kış dizisi.

Jeneriği bile olay yaratır zaten...


Sahiden bu dizi başka dizi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder