18 Haziran 2012

Romantik

Romantizm hakkında gereksiz yere birkaç kelime etmek istiyorum bu aralar. Aslında uzun zamandır kafamın bir köşesinde var bu düşünce, hatta ilk aklıma geldiğinde sanki daha geniş düşünmüşüm gibi geliyor şimdi.

Yazacağım dedim ama çok fazla şey bilmem romantizm hakkında. Öyle güllerden, şiirlerden, plajdaki gitarlardan ibaret değildir gibi geliyor. Gerçi şiir bile şiirden ibaret değildir, ama o başka mevzu. Romantizmin tam olarak ne olduğu konusunda gerçekten bir şey bilmiyorum. İnternetin her yerini işgal eden, karanlık temalı fotoğraflarda ki sarmış dolaş çiftlerde romantik değildir herhalde. Onlar olsa olsa aşık olur. Ama romantizm de başka bir şey var.

Bir kere başlı başına bir akımdan söz ediyorum. Hatta bir uzmanlık alanına sığmayan bir akımdan. Nasıl bu kadar basit olur ki? İçinde derin, mistik bir şeyler saklıyor gibi geliyor bana her seferinde. Ne saklıyor, neyi saklıyor, orasını bilmem. Ha, ben neyi bilirim; efkar. Efkarı iyi bilirim bence. Yani bu alandaki bir durumdan bahsedeceksem "biliyorum" diyebileceğim sadece efkar vardır herhalde. Tuhaf şey... Sanki bir sis bulutu gibi...

"Çok düşünen adamın içi sıkılır" gibi bir zırvadan bahsetmeyeceğim. Efkar biraz hissizlik durumu bence, romantizmin aksine. Hayyam'ın şarabı, Nazım'ın vatanı varmış; ona ilham veren, amaç veren ve uğruna yazacak bir şeyler veren. Efkar, bunların hiçbiri demek, varsa da yoklar demek. Öyle tuhaf bir şey işte. Hayatı engelleyen ve hayatın doğasına aykırı bir durum aslında. Dünyadayken arafta hissetmek doğanın kanunlarına aykırı olmalı.

Farkettim ki hala konuya giremedim, lafı dolandırıp duruyorum sadece. Yüzeyde geziniyorum. Romantizm diyordum, aslında sadece çabalıyordum. Ama şunu söyleyebilirim mesela; romantizmin temeli denilebilecek olan "kuralsızlık" kuralını hiçbir yerde görmüyorum ben. Benim kuralsızlık sınırım da çok acaip düzeylerde olmadığına göre ortada yaşanan bir yalan var sanki. Ama bilemiyorum tabi. Dedim ya bu benim alanım dışında. Ben daha çok sis perdesi içinde, pek bir şey hissedemeden yaşıyorum. Her zaman değil tabi, benimde duygularım var. Sadece "uğruna" diyebileceğim bir şeyim yok. Evet, şey. Yok. O zaman elimde sisten başka bir şey kalmıyor. Şey, kalmıyor.

Kanunsuzluk, romantizm... Bu bağlamda kanaatimce en romantik sahne ya da onlardan bir tanesi budur... Azcık klişede olsa bence böyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder