26 Kasım 2010

Dava

Bitmemiş kaç roman vardır ki herkesin dilinden diline dolansın. Ben yalnızca iki tane biliyorum. Bunlardan biri Poe'nun yarım kalan romanı "Arthur Gordon Pym'in Öyküsü"dür. Ama hem yazar hem de roman için yeraltında kalmış derseniz fazla karşı çıkmam. Çünkü Poe, en azından bizim ülkemizde, çok da okunan bir yazar değil. Çoğu insanın belki de sadece adını duyduğu bir adam. Böyle olan ama daha popüler hale gelmiş bir başka roman ise Kafka'ya ait. Kafka'nın "Dava"sı. O kadar ki farklı, karanlık, anlaşılamayan, rahatsız edici...
Dün gece en yakın dostlarımdan ikisiyle beraber "Dava"nın tiyatroya uyarlamasını izledik. Üçümüzde en baştan biraz rahatsız olduk. Oyun boyunca hem acıdık, hem üzüldük, hem şaşırdık, hem de irkildik. Temelde konuşmalı pandomim idi izlediğimiz. Ben harika bir Joseph K. izledim. Emini o salonda bulunan herkes aynı şeyi düşünüyordur. Büyüleyici bir performanstı bana göre. Belli başlı repliği olan ve öne çıkan 15 oyuncu sayabiliriz belki, ve hepsi birbirinden iyiydi. En ufak hata veya gözden kaçan bir ayrıntı yoktu. Beni en çok etkileyen ise ışıkların ve seslerin kullanıldığı yerlerdi. Bizleri tamamıyla oyunun içine çekti. Bir an gözlerimizi ayıramadık.
Okumayı sürekli erteliyordum "Dava"yı ve ne kadar büyük bir hata yaptığımı dün farkettim. Sonuç olarak ortaya harika bir işin çıktığını söylemek en doğrusu olur. Kesinlikle izlenmeli..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder