3 Temmuz 2010

Sonisphere Festival 1. Gün

Aylardır sabırsızlıkla beklediğim, saha içi kombinemi tam 3 ay öncesinden alıp çok titiz bir şekilde sakladığım ve içimde inanılmaz heyecan uyandıran Sonisphere Festivali'nin 3 günüde sona erdi.
Acaip söyletiler dedikodular çıktı. Resmen açıklanan saaçmalıklarda vardı tabii. En başında Anathema'nın ikinci gün headlinerı olarak açıklaması oldu. Bizleri üzen gelişmelerde oldu tabii. Orphaned Land iptal edildi, birkaç idiot yüzünden maalesef. Neyse ki bunların hepsi geride kaldı ve takvimler 25 Haziran'ı gösterdi.
Gece güzel bir uyku çektikten sonra güzel bir kahvaltı yapıp evden çıktım İnönü Stadına doğru. Bu benim ikinci stad konserimdi. Kabataş'ta arkadaşım Çağrı ve ablasıyla buluşacaktık. Ben tramwaydan inip onlarla buluştum ve beraber bir şeyler yedik. Çünkü içeri girip en öne geçme yarışı sırasında yemek yemek pek mümkün olmayacaktı. Daha önceden konuştuğum bir başka arkadaşım Mert'te sıraya girmişti. Bizde onun yanına gittik ve kapıların açılmasını bekledik. Saat 13.30'a kadar bekledik. Kapılar o saatte açıldı ama bizim içeri girmemiz yarım saati buldu. O sırada bize 3 günün programını dağıttılar. İlk önce sahne alan Ete Kurttekin'i kaçırdık ama yine de içeri girdiğimizde önlere yerleşebildik. Yanlızca hafif hafif atıştıran yağmur bizi endişelendiriyordu. Onun dışında keyfimiz oldukça yerindeydi. Dört arkadaş promosyon şapkalarımızı kafamıza takıp sohbet etmeye başladık. Ardından Black Tooth sahne aldı. Onların Ozzy Fest'e çıktığını duyduğumdan beri takip etmeye çalışıyordum. Tuna Vural sahnede çok samimiydi ve çok neşeliydi. Bu seyirciye de yansıdı ama ses sistemi o kadar kötüydü ve ses o kadar kısıktı ki; vokalleri ve gitarları ayırt edemedik. Yarım saat arayla çıkıyordu gruplar. Stone our sahneye çıktı. Ben ilk defa dinliyordum onları. Gerçekten de hoşuma gitmişlerdi. Vokelin harika bir enerjisi vardı, sıkılmadan dinledim; hatta artık takip etmeye bile başladım. Saatler o kadar hızlıydı ki gruplara doyamıyordum. Ama ben en çok Pentagram'ı merak ediyordum ve bekliyordum. Sahneye yeni vokalleri Gökalp Ergen ile sahneye çıktılar. Ben tahminim Murat İlkan'ın temsili bir devir teslim yapmasıydı. Ama Gökalp yaklaşık 3 parça söyleyip sahneden indi.

Gözüm Murat'ı aradı ama mikrofona Hakan Utangaç geçti. 4 kişilik Pentagram sahnede birkaç parça söyledi ve Ogün Sanlısoy sahneye çağırıldı. "Trail Blazir" albümünden şarkılar söyledi Ogün ve Murat'ı sahneye çağırdı. Murat İlkan'la vokal ağırlıklı parçalar çaldı Pentagram. Çıktığı en zor sahne olduğunu söyleyen Murat bizlerden destek isteyip teşekkür etti. Bu sırada ses sistemi yine araya girdi ve vokalleri yuttu. Murat İlkan'ın "Behind of eviiil" dediğini son anda anladım. Tam süre dolarken sahneye tekrar Ogün geldi ve omuz omuza "Bir" söylediler. Bütün stad sanki o anı bekliyormuş gibi eşlik etti. Pentagramda sahnesini bitirdikten sonra sıra Alice in Chains'e gelmişti. Sahneye çıktılar ve ilk parça kulağa hoş geliyordu ama Rammstein öncesi dinlenecek bir grup değildi. Ardından çalına bütün parçalar birbirinin aynısıydı. Bazıları çift gitarlıydı yalnızca o kadar. 1 saat sürdü performansları ve bitmesini çok istedim. Onlarda sahneden indikten sonra herkes merakla sahneye bakmaya başladı ama onlarda bunu düşünmüş ve bütün sahneyi kapatan siyah bir perdeyle kapattılar.

Saat geldiğinde hepimiz gözümüzü o siyah perdeye dikmiştik ve artık açılmasını bekledik. Till'in derinden gelen sesiyle çoşku başladı, millet ayaklandı ve perde birden açıldı. Ardında yine bütün sahneyi kapatan dev bir Alman bayrağı! Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı, gerçekten beklemiyordum. Cayır cayır gitarları duydutan saonra sabahtan beri içimi kemiren "kötü ses sistemi" derdi tamamen ortadan kayboldu. Rammlied ile açtılar sahneyi. Alevlerle yıkadıla bütün stadı. Sonra bombaları arka arkaya patlattılar. İnanılmaz alev ve havai fişek şovları... Anlatılamayacak kadar yoğun ve heyecanlı bir buçuk saat geçirdik.

Pussy ile sahne önünü köpüğe boğduktan sonra sahneden indiler. Bütün stad ayaklandı ve biss için geri geldiler. Ama bisste de tek şarkı söyleyip bitirdiler. Bu kadar kısa sürmesi herkeste bir burukluk yarattı ama olsundu, bana göre inanılmaz bir tecrübe yaşamıştık. Boynum ve ayaklarım artık isyan ediyordu. Yarına hazırlanmak için evin yolunu tuttuk.



Setlist :

Rammlied
Waidmanns Heil
Keine Lust
Feuer frei!
Wiener Blut
Ich tu dir weh
Du riechst so gut
Links 2 3 4
Haifisch
Du hast
Benzin
Pussy

ich will

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder